Son yıllarda meydana gelen yıkıcı depremlerden de görüldüğü üzere deprem hasarlarından dolayı oluşan ekonomik kayıplar oldukça yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bu nedenle olası deprem hasarlarının önceden tahmin edilmesi birçok alanı etkileyen önemli bir konudur.
Binalar, yapısal ve yapısal olmayan hasarların yanında deprem sonrası yangınlar, zararlı kimyasal madde sızıntısı veya yangın söndürme sistemlerinden kaynaklanan su hasarları gibi ikincil etkilere de maruz kalmaktadır ve bu duruma bağlı olarak uzun iş durması süreçleri yaşanabilmektedir.
Olası bir büyük deprem sırasında, yaşanması muhtemel tüm hasarları tahmin edebilmek için çok disiplinli bir yaklaşıma ihtiyaç duyulsa da, yapısal hasarlar hafif sanayi tipi binalarda yaşanabilecek dolaylı ya da dolaysız hasarların tahmin edilmesi için halen belirleyici bir etken olmaktadır.
Deprem mühendislik hizmetleri ile yeniden yapılacak, büyütülecek veya kısmi olarak değiştirilecek tüm binaların deprem etkisi altındaki performanslarının ulusal ve uluslararası standartlara göre değerlendirilmesi sağlanmaktadır.